COUNTRY AND INDIVIDUAL EFFECT ON
TURKEY’S INTERNATIONAL IMAGE
MUHAMMED VEDAT KARADAĞ
T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSİTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM TEZLİ YÜKSEK LİSANS
ÖZ
Ülkeler ve bireyler günümüz dünyasında artık kendi sınırları içerisinde yer almayarak küresel olarak varlığını devam ettirmektedir. Küresel boyutta var olma çabası ülkelerin politik olarak izlediği yöntemler ve o ülkenin vatandaşlarının tutumları üzerine kuruludur. Küresel dünya’ da ülkeler kendi imajlarını iyi bir konuma getirebilmek için birçok yönteme başvurmaktadır. Bu yöntemler ve tutumlar imaj oluşumu için kilit noktayı oluşturmaktadır. İmaj oluşumu; ülkenin sahip olduğu temel özellikler, yaşadığı tarihsel süreç, temsil gücüne sahip yapılar, vatandaşların kendi ülkesinde yaşayan yabancı kitlelere karşı tutumları ve yurtdışında yaşayan vatandaşların sergilediği davranışlar gibi birçok değişkenle doğrudan ilişkilidir.
Makro ve mikro ölçekte kendine yer bulan bu etmenler belirli bir birikim sonrası ülkenin sahip olacağı imajın temelini oluşturur.
Bu makalenin temel amacı Türkiye’nin uluslararası alanda sahip olduğu imajı ve bu imajın oluşumunda yer alan yönetsel, tarihsel, uluslararası alanda temsil gücüne sahip kişiler tarafından sergilenen tavır ve bireysel tutumları ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler : İmaj, Uluslararası İmaj, Kamu Diplomasisi
ABSTRACT
In today’s world, countries and individuals are no longer located within their own borders and continue their existence globally. The effort to exist on a global scale is based on the political methods followed by the countries and the attitudes of the citizens of that country. In the global world, countries resort to many methods to bring their own image to a good position. These methods and attitudes constitute the key point for image formation. Image formation; It is directly related to many variables such as the basic characteristics of the country, the historical process it lived, the structures with representative power, the attitudes of citizens towards foreign masses living in their own country and the behaviors exhibited by citizens living abroad. These factors, which can find their place at the macro and micro scale, form the basis of the image that the country will have after a certain accumulation. The main purpose of this article is to reveal the image of Turkey in the international arena and the administrative, historical and individual attitudes involved in the formation of this image.
Keywords : Image, Internatıonal Image, Publıc Dıplomacy
GİRİŞ
Günümüz dünyasında imaj kavramı birçok etkene bağlı olarak oluşan bir anlam ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu anlam, temsil edilen ülke, birey veya kurumun dış dünya tarafından nasıl algılandığıyla doğrudan ilişkilidir. Ülkeler var olan imajı pekiştirmek, olumsuz bir imaj söz konusu ise bu olumsuzluğu ortadan kaldıracak çalışmalar içerisinde yer almak zorundadır çünkü küresel dünyada birçok etkileşim ülkelerin sahip olduğu imaja göre değerlendirilmektedir. Ülkelerin uluslararası alanda varlığını devam ettirebilmesi, sözünü dinletebilmesi ve izlediği politikaları hayata geçirebilmesi için olumlu bir imaja sahip olması gerekmektedir. Bu imajı geliştirmek için ise birçok yönteme başvurularak etkilemek istenilen hedef kitlede belirli bir tutum ve düşünce oluşturma çabası içerisinde yer alır. Bu etkilerin birikimi o ülkenin uluslararası platformlardaki yerini belirleyerek sözü edilen ülkenin nasıl algılandığını ortaya koyar. Bu noktada imaj oluşumunu sadece ülkeler tarafından gerçekleştirilen bir süreç olarak görmek doğru bir değerlendirme için yeterli olmamaktadır.
O ülkeye mensup vatandaşların sergilediği tüm tutum ve davranışlar, ülkenin sahip olduğu temel kültürel özellikler, tarihsel süreçte yaşanan olaylar, uluslararası alanda gerçekleşen başarılar- başarısızlıklar ülkenin sahip olduğu imajı etkileyen faktörlerin başında gelmektedir.
Tüm bu etmenleri gerçekleştiren ülke yapısı ve ülke vatandaşları aslında imaj oluşumunda birer temsilci görevi alarak o ülkenin imajını belirleyen adımları atmaktadır. Bu noktada ülke- birey ilişkisini bir arada ele almak yapılacak değerlendirmeler için önemlidir.
Bu makalede Türkiye’nin uluslararası alanda sahip olduğu imaja etki eden ülke ve birey tarafından bilinçli ya da bilinçsiz olarak gerçekleştirilen tutum ve davranışlar, Türkiye’nin sahip olduğu temel kültürel özellikler, Türk vatandaşlarının yurtdışındaki davranışları, Türkiye’de bulunan yabancı ülke vatandaşlarına karşı sergilenen tavırlar, Türkiye’nin uluslararası alanda adından söz ettiren gelişmeler ,yaşanılan tarihsel süreç kısacası Türkiye’den kaynaklı durumlar üzerinde durularak, bu davranışların uluslararası arenada ne tür etkileri olduğuna dair tespitler üzerinde durulacaktır.
1.LİTERATÜR TARAMASI
İrfan Ateşoğlu ve Ali Türker’in gerçekleştirdiği ‘’Türkiye’yi Ziyaret Eden Turistlerin Algıladıkları Ülke İmajı ve Olumsuz Algılara İlişkin Çözüm Önerileri’’ adlı araştırma çalışmasında tatil amacıyla Antalya, İstanbul, Muğla ve Kapadokya bölgelerini ziyaret eden 1977 turist üzerinde değerlendirmeler yaparak turistlerin algıladıkları ülke imajının tespit edilmesi ve olumsuz algıların nasıl yıkılacağına karşın önerilerde bulunulmuştur. Turistlerin ziyaret öncesi Türkiye’ye karşı algılarının olumlu olmamasına rağmen ziyaret sonrası yaşanılan deneyimlerinde katkısıyla olumlu bir algı oluşmuş olsada ziyaret öncesi algıların olumsuz olduğu ve Türkiye’nin uluslararası medyada çok fazla yer alamadığı, Türkiye hakkında edinilen bilgilerin herhangi bir kaynağa dayanmayıp halk arasında dolaşan bilgiler yoluyla edinilmesi araştırma sonucunu oluşturmaktadır. Getirilen öneriler ise uluslararası medyada daha fazla yer alabilecek faaliyetlerle adından söz ettirmesi gerektiği, Kültür Bakanlığı’nın tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermesi yönünde olmuştur. ( Ateşoğlu ve Türker : 2013 )
Ülke itibar ve imajının yönetimi, örgütsel itibar bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır.
Passow, Fehlmann ve Grahlow’a göre ; İmaj yönetimi hiçbir şekilde şirketlerle sınırlandırılamaz, günümüzde uluslarda kurumsal şirketler gibi diğer uluslarla bir yarış içerisinde itibarlarına yönelik daha fazla çalışma gerçekleştirmektedir. .( Yang vd. : 2008: 421)
Halil Erdem Akoğlu ve Tonguç Osman Mutlu tarafından gerçekleştirilen ‘‘ Sporun Kamu Diplomasisi Açısından Türkiye’nin İmajına Etkisi ‘’ adlı çalışmada . Bu kapsamda uluslararası spor organizasyonlarında yer almış spor yöneticileri, uluslararası hakemler, spor yazarlarını ile çeşitli branşlarda milli takımlarda yer almış veya almakta olan sporcuları ve antrenörleri kapsayan 394 kişi ile bir araştırma gerçekleşmiştir. Araştırma sonuçları ise, Türkiye’nin ülke imajı olarak tesisleşme, uluslararası organizasyonları başarıyla düzenleme, spor alanında zengin bir kültürel mirasa sahip olma ifadelerinde daha olumlu görüş bildirirken, spor kültürünün, spor biliminin yeterli düzeyde oluşmadığı ve spor alanında teknolojinin geri kaldığı bir ülke imajının olduğu bulgular arasındandır. ( Akoğlu ve Mutlu : 2018 )
Bir ülkenin itibarı ve imajı, halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi araştırma uygulamaları için artan bir ilgi konusudur. (Yang vd. : 2008: 421 )
Ata Özdemirci ve Hatice Burcu Önder tarafından gerçekleştirilen ‘’ Uluslararası Halkla İlişkiler yoluyla ülke algısı ve imajı oluşturmak : Almanya’da Türkiye algısı ve imajı üzerine ampirik bir araştırma ’’ Almanya’daki iletişim çalışmaları örneklerine ve genel olarak Avrupa’da ve dünyada sürdürülen halkla ilişkiler uygulamaları üzerinde durmaktadır. Araştırmada Almanya Türk Büyükelçiliği ile görüşmeler gerçekleştirilmiş, Büyükelçiliğin gerçekleştirdiği faaliyetler ve etkileri üzerinde durulmuştur. Araştırma bulguları ise, ülke ile ilgili yaşanan olumlu, olumsuz bireysel tecrübelerin, ülkenin ürünleriyle yaşanan deneyim, ülkelerin çeşitli alanlarda birbirleriyle benzerlik göstermesi, demografik özellikler gibi faktörlerin imaj üzerindeki etkisi olduğu görülmüştür. (Özdemirci ve Önder : 2010)
2. KAMU DİPLOMASİSİ
Kamu diplomasisi kavramı ilk olarak 1965 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde uluslararası kültürel propaganda ve basın çalışmalarını nitelemek için kullanılmıştır (Cull vd., 2003: 327). Bu kavramın kurucusu Edmund Gullıon, Fletcher Hukuk ve Diplomasi Okulu’nun Dekanı ve Edward Murrow Kamu Diplomasisi Merkezi’nin kurucularındandır.( Yağmurlu : 2007 )
Bir propaganda uygulaması olarak ortaya çıkan kamu diplomasisi, baskıcı bir tarzla karşı cephede bulunan kitlelerde tutum ve düşünce değişikliğini hedeflemektense, daha yumuşak bir yaklaşımla güvene ve anlayışa dayalı bir iletişim gerçekleştirir.21.yüzyılın özellikleri göz önünde bulundurulduğunda propaganda tekniklerinin etkili olamayacağı, daha çok enformasyon yöntemleri ile aktarımların gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu dönemde baskıcı ve askeri güç etkinliğini kaybetmemesine rağmen önem derecesi azalarak yerini daha yumuşak yaklaşımlara ve bilgiye dayalı bir sürece bırakmıştır. Bu yumuşak ve esnek yaklaşımların etkileri daha uzun vadede ortaya çıkmasına rağmen uzun süreli etkiler bırakmaktadır. Esnek yaklaşımda uzun dönemli faaliyetler ön plana çıkmakta, hayat tarzlarını, siyasal ve ekonomik sistemleri, sanatsal yetkinlikleri kullanarak karşılıklı anlayışa yönelik bir iklim oluşturulması hedeflenmektedir (Yağmurlu,2007,17).Kamu diplomasisi, karşılıklı anlayış aracılığıyla ülkelerin ve ulusların imajını, saygınlığını ve itibarını artırmayı hedefler (Simonin: 2008: 24). Szondi ise bu durumu açıklamak için şu şekilde bir tanım getirmiştir. “yurtdışındaki hedef kitlelerin ‘duygu, düşünce ve tutumlarında dönüşüm oluşturmak için yapılan kamusal iletişimdir” ( Szondi : 2008 :6)
En basit düzeyde kamu diplomasisi, ülkelerin küresel kamuyla etkileşimidir. Ulusal çıkar, dış politikayla ilgili destek oluşturmak için bilgilendirme, etkileme ve ilgi çekmeye yönelik çalışmaları kapsar. (Snow 2009: 6). Yapılan tanımlamalardan yola çıkarak kamu diplomasisini ülkelerin dış politikalarını harekete geçirmek için gerçekleştirdiği bir iletişim süreci olarak değerlendirmek mümkündür. Ülkeler kamu diplomasisi faaliyetleri ile sadece dış hedef kitleleri etki altına almayı gözetmez aynı zamanda kendi vatandaşlarına yönelik bu çalışmaları da gerçekleştirir. Szondi’den aktaran Sancar, kamu diplomasisinin hedef kitle seçiminde ülkenin kendi vatandaşlarını da kamu diplomasisi sürecine dahil ederken iki farklı aşamadan bahsetmektedir. Bu aşamalar ; iç hedef kitleye yönelik dış politika alanında getirilecek çözümleri için vatandaşlardan gelen iç hedef kitle girdileri olarak ve dış politika ve diplomasi amaçlarını iç hedef kitleye açıklamak olarak yorumlamaktadır. ( Sancar : 2014 :89). Szondi’nin bu yaklaşımı ülkelerin dış politikada gerçekleştireceği faaliyetleri öncelikli olarak kendi vatandaşlarına açıklayarak toplumun desteğinin kazanılmasını ifade etmektedir. Kazanılan toplum desteği ile ülkeler gerçekleştirilecek dış politika uygulamalarında haklılığını ortaya koymaktadır.
Uluslararası arenanın değişimi ve dünyanın küreselleşmesi kamu diplomasisini ülkeler için zorunlu hale getirmektedir. Kurumlar gibi ülkelerinde rekabet içerisinde olduğunu unutmamak gerekir. Bu rekabet ortamı ülkelere birçok açıdan avantaj sağlayabilmektedir. Bu avantajın sağlanmasındaki en önemli etkenlerden bir diğeri de kamu diplomasisinin kullanımı sonrası elde edilen imaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşme süreci uzak alanları ve yerleşimleri birbirine bağlayarak yerel toplulukları farklı ve uzak bölgelerdeki gelişmeleri şekillendirerek toplumsal ilişkiler için yeni bir dönem oluşturmuştur. ( Giddens : 2004 ). Kamu diplomasisinin yoğun kullanımı ise soğuk savaş dönemine denk gelmektedir. ABD ve Rusya arasında gerçekleşen bu soğuk savaş döneminde iki ülkenin birbirlerine üstünlük sağlayacak çalışmalar gerçekleştirerek uluslararası alanda bir güç gösterisinde bulunarak diğer ulusları etkileme çabası içine girmiştir. Kamu diplomasisi, ülkelerin dış ve yabancı kamularla kendi ülkelerinin fikirlerine, ideallerine, çıkarlarına hizmet edecek şekilde sempati geliştirme beklentisiyle kurdukları iletişim akışını oluşturmaktadır. (Signitzer, 2008, 206).
Soğuk savaş sonrası dönemde kamu diplomasisinin yeni zorlukları ve ihtiyaçları, kitle iletişiminde, siyasette ve uluslararası ilişkilerde birbiriyle ilişkili üç devrimden etkilenmiştir (Gilboa : 2008). Erzen’ den aktaran Poyraz ve Dinçer; Kamu diplomasisinin temel amacının uygulamaya koyulan bölgelerde hedef kitlenin aklında olumlu bir etki oluşturmak ve buna bağlı olarak farklı insan toplulukları arasında maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü sağlamaktır ( Poyraz ve Dinçer : 2016 ). Sağlanan bu değer bütünlüğü ülkeler arasındaki anlayışı ve sempatiyi artırarak ülkelerin dış politika faaliyetlerini yürütürken karşılaşabileceği olumsuz durumları bertaraf etme yönünde kolaylık sağlayacaktır.
Yapılan tanımlardan yola çıkarak kamu diplomasisini ülkelerin uluslararası imaj ve itibar oluşumunda kullanılması önem arz eden bir fonksiyon olarak görmek mümkündür. Bu fonksiyonun kullanımı ise kitle iletişim araçlarından aktarılan içeriklerin yanı sıra ülke temsilcilerinin sergiledikleri yaklaşımlarla da doğrudan ilişkilidir. Küresel ve ulusal boyutta ülkelerin yaptırım gücünü etkileyen imaj olgusu hayati bir önem taşımaktadır. İmajın doğru kullanımı ülkelere uluslararası alanda birçok avantaj sağlamaktadır.
3.İMAJ
Temelde bir algılanma süreci olarak karşımıza çıkan imaj kavramı, bir kurum, kuruluş veya kişinin dışarıdan nasıl algılandığı, zihinlerde nasıl bir iz bıraktığı ya da nasıl algılanmak istediğine dair oluşan anlamı ifade etmektedir.
İmaj kavramı, birçok değişkene bağlı olarak ortaya çıksa da özünde temsil ettiği durumun temel özelliklerin, karakteristik yapıların bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Bu temel özelliklerin değişimi ve karakteristik yapıların etkisi imajın en büyük dayanak noktasıdır, bu iki temel etkenin değişimi imajın değişimi anlamına da gelmektedir. Bu noktada imajı tek taraflı olarak değerlendirmemek gerekir çünkü gönderici ve alıcı arasındaki uyumdan ya da uyumsuzluktan kaynaklanan sonuçlara bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Göndericinin ne anlatmak istediği, nasıl bir algı oluşturmak istediği, olumlu olan bir durumu pekiştirmek mi yoksa yeni bir tutum oluşturmak istemesinden kaynaklanan aktarım süreci, karşı tarafın algılama biçimine göre olumlu- olumsuz olarak sonuçlanmaktadır. Bu noktada alıcının aktarılanı nasıl algılamak istediği tamamen göndericiye olan yaklaşımıyla doğrudan ilişkilidir. Bu doğrusal ilişkinin temeli gönderenin sahip olduğu imajın etkisine bağlıdır.
Durumu daha iyi açıklamak gerekirse, sürekli kavgacı bir yaklaşım sergileyen kişinin karşısındaki kişiyle barışçıl bir yaklaşım içerisinde bulunma çabası karşı tarafta inandırıcı bir etki bırakmamaktır çünkü karşı taraf kavgacı bir imaja sahiptir. Sahip olduğu kavgacı profilin üstünü örtmek isteyen bu kişi barışçıl davranışlarda süreklilik göstererek karşıdaki kişinin zihninde oluşan kavgacı kişilikli bir imajı ortadan kaldırarak barışçıl bir kişilik ortaya koyar.
Bu aşamada önemli olan elde edilmek istenen imaja uygun yaklaşımlarda bulunmak ve bunun sürekliliğini sağlamaktır. Duruma uygun tutarlı ve sürekli yaklaşımlar imajın belirleyicisidir.
İmaja yönelik getirilen tanımlar ise şu şekildedir;
İmaj “bir dizi bilgilenme sürecinin sonucunda oluşan imge” olarak tanımlanır (Özenç 2002: 38)
Bu tanımlamada üstünde durulan nokta, imgenin oluşumuna kadar geçen süreçte imaja konu olan ögenin hakkında elde edilen bilgilerin ve özelliklerin oluşturduğu birikimin son aşamada ortaya çıkardığı sonucun imaj olarak ele alınması şeklindedir.
İmaj bir kurum için kurumların bileşenleri olan müşteriler, tedarikçiler, yatırımcılar ve halk tarafından kurumun zihinsel olarak algılanışını ifade eden bir kavramdır. (Schmitt 1995: 83)
Kurumsal olarak bakıldığında ise imaj, hedef kitlenin herhangi bir kişi, kurum ya da durum hakkında görüşlerin toplamı olarak izah edilebilir (Peltekoğlu, 2009: 565).
İmaj, belirli bir aktarım sonrası zihinlerde oluşturulmak istenen bir algıyı ifade eder. Bu ifade ediş biçimi, aktarımı yapılan mesajların etki ve biçimine göre değişiklik gösterir.
İmajlar insanların zihninde birdenbire değil zamanla oluşan ve kaybedilmesi zor olmayan bir imgedir (Okay, 2005: 31-32).
Bu tanımlardan yola çıkarak imajı belirli bir birikim sonrası zihinsel olarak yer eden bir imge, bu imgenin anlamına göre şekillenen davranış biçimi olarak nitelemek mümkündür.
3.1 ÜLKE İMAJI
Ülkeler uluslararası arenada belirli bir imaja sahiptir. Sahip olunan bu imaj ülkelerin gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerin bir çıktısı niteliğindedir. Bu faaliyetler temelde o ülkenin sahip olduğu özelliklerin ve davranışların dışa vurumu şeklinde ortaya çıkmaktadır. Devletler yurtdışında algılanan imajlarına yönelik faaliyetlerde daha etkin ve sistematik bir rol üstlenmelidir.( Onay: 2014: 104) Olumlu veya olumsuz bir çıktının elde edilmesi ülkenin imajına direkt ya da dolaylı olarak etki etmektedir. Ülke imajı, kişinin o ülke hakkında izlenimleri, fikirleri, ülke siyasetçileriyle olan ilişki, o ülkenin vatandaşlarının davranışları, ülkenin sanat ve spor alanındaki başarıları kısacası o ülkeden kaynaklanan tüm durumların çıktısı şeklinde ortaya çıkar. Bu çıktıların medya yoluyla diğer ülke vatandaşlarına aktarımı o ülke hakkında bir çağrışım oluşturmaktadır. Bir ülkenin imajı uluslararası arenada ilgili paydaşların zihninde oluşan, o ülkeye ait insanlar, yer, kültür/dil, tarih, yemek, moda, ünlü yüzler (ünlüler), küresel markaların bir özeti niteliğindedir. (Fan :2010 :98 ). Aynı şekilde bu durumu Yang’dan aktaran Jain ‘’ Bir ülkenin ulus markalaşmasını kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın ülke imajı o ülkeye karşı insanların tutumu, o ülkeyle ilgili deneyimler, ürün-hizmetlerin bir sonucudur’’ şeklinde açıklamaktadır. (Jain vd. :2013 : 111).
Ülkeleri uluslararası arenada temsilci görevi gören bu çıktılar o ülkenin gene uluslararası arenada tercih edilebilirliğinin önünü açmaktadır. Bir ülkenin tercih edilebilirliği o ülke için birçok alanda artı değer niteliğindedir.
Passow’dan aktaran Jain, bu durumu şöyle açıklamaktadır ‘’ Kurumların sahip olduğu itibar gibi, kamuoyunun algısı da bir ülkenin itibarını tanımlayarak o ülkeye rekabet konusunda avantaj sağlar ‘’ ( Jain vd. :2013 : 111). Belirtildiği şekilde bir ülkenin sahip olduğu olumlu imaj ve itibar o ülkenin başarısını etkileyen önemli bir faktör olarak yer almaktadır.
Kurum, kuruluş ve bireylerin imajı olduğu gibi ülkelerinde imajı vardır. Ülke imajı, ülkenin kaderini, başarısını etkileyen göz ardı edilemeyecek önemli bir faktördür. Sahip olunan imaj ülkenin uluslararası platformlardaki başarısına, yaptırım gücüne, karar alıcı pozisyonda bulunmasına ve diğer dünya ülkeleriyle olan iletişiminin nasıl algılanacağına tercih edilebilirliğine karar veren önemli mekanizmalardan biri olarak yer alır. Küreselleşmenin getirdiği bir durum olarak ülke imajı oluşturma çabaları zorunluluk haline gelmiştir. (Öztürk:2015:328) Güçlü bir ülke imajı, ihracat oranlarını, turizm potansiyelini, yatırımları ve o ülkeye yönelik göçü artırmaktadır (Fetscherin, 2010:475). İmaj, bir ülkenin sahip olduğu ekonomik, politik, kültürel ve sosyal özellikler gibi önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Sahip olunan bu özelliklerin imaj oluşumunda doğru kullanımı ve aktarımı ülkenin imajı için kritik bir rol oynar. Ülke imajı aynı zamanda var olan temel özelliklerin yanı sıra turistlerin tecrübeleri, ziyaretçiler, kitaplarda, internette, filmlerde ve büyük organizasyonlarda aktarılan içeriklerle ve ülkenin ekonomik, politik ve eğitim sistemlerinin yansıttıkları ile inşa edilmektedir. (Hynes, 2014:81)
Ekonomik, politik, kültürel ve sosyal alanda güçlü olan ülkeler imajını bu özellikler üzerinden pekiştirerek var olan imajı daha iyi bir konuma getirme çabası içerisindedir. Bu özellikleri zayıf olan ülkeler ise eksik oldukları bu alanlarda yeni yaklaşımlar getirerek olumlu bir imaj oluşturma çabasındandır. Bu noktada sahip olunan temel özellikler ve karakteristik yapılarının sürdürülebilirliği dönüşümü ve devamlılığı imajın belirleyicisidir.
Temel olarak ülke imajına etki eden birçok faktör bulunmaktadır. Ülke imajı oluşumda birçok değişken yer almaktadır. İmaj oluşturma sürecinde etkisi olan faktörlerin doğru bir şekilde kullanımı o ülke için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bu durum hayatın olağan akışının getirdiği değişiklikler ve küreselleşmenin üst düzeyde olduğu 21.yy’da dengelerin sürekli olarak değiştiği ve ani gelişmelerin yaşandığı bu dönemde imajın değişikliği de söz konusudur. Ülkeler bu ani değişikliklere ani stratejiler getirerek var olan imajın korunmasını sağlamalıdır ya da yaşanan değişikliğe göre var olan imajı daha iyi bir konuma getirme çabası içerisinde yer almalıdır.
4. TÜRKİYE’NİN İMAJ OLUŞUMUNDA ÜLKE VE BİREY ETKİSİ
Günümüz dünyasında artık toplumlar birbirleri ile iç içe geçmiş karmaşık bir şekilde yaşamlarını devam ettirmektedir. Bu karmaşanın getirdiği değişiklikler artık dünyanın küresel bir boyuta geçmesine olanak tanıyarak toplumlar ve ülkeler arasındaki etkileşimleri de üst düzeye çıkarmıştır. Etkileşimin yoğunluğunun üst seviyelerde olduğu 21.yüzyıl dünyasında ülkeler artık politikalarını, varlıklarının devamlılığını, refahlarını, gelirlerini, başarılarını, ülkenin tercih edilirliği gibi birçok artı değer oluşturmaya imkân tanıyan özelliklerini artırmaya yönelik çalışmaları etkin bir şekilde kullanımını devreye sokmaktadır.
Türkiye’nin uluslararası alanda sahip olduğu imaja etki eden faktörleri birçok değişken unsura bağlı olarak değerlendirmekte yarar vardır. Bu değişkenleri tarihsel süreç, ekonomik durum, Türk vatandaşlarının Türkiye sınırları içerisindeki yabancılara karşı olan yaklaşımı ve Türk vatandaşlarının yurt dışında sergilediği davranışlar, uluslararası sportif alanda elde edilen başarılar, tüm dünyaya mâl olabilecek bilimsel alanda gerçekleştirilen çalışmalar, Türk siyasi otoritelerin ulusal ve uluslararası alanda sergilediği davranış ve söylemler, yurt dışında gerçekleştirilen kültür ve eğitim çalışmaları, ulusal- uluslararası medyada Türkiye hakkında yapılan haberler ve ülkenin sahip olduğu markalar günümüz dünyasında Türkiye’ye karşı oluşan imajı besleyen unsurlardır. Türkiye’nin imaj geliştirme çalışmaları kapsamında bu özelliklerin doğru bir iletişim tekniğiyle aktarılması gerekmektedir. Türkiye’nin başarılı bir marka olarak kabul edilebilmesi ve imajını olumlu yönde geliştirmesi için öncelikle farkındalık yaratılması, tanınırlık ve bilinirlik düzeylerinin arttırılması zorunludur. (Gültekin :2005: 146). Tanınırlık, bilinirlik ve farkındalık düzeylerinin artırımı ise yurtdışında gerçekleştirilecek çalışmalar doğrultusuyla sağlanmaktadır. Türkiye’nin yurtdışında açtığı eğitim kurumları Türk kültürünün ve Türk eğitiminin izlerini taşımakla birlikte Türkçe dilinin kullanımı da artırmaya yönelik bir çalışma olarak değerlendirmek mümkündür. Türkiye’nin yurtdışında bulunan ilkokul, ortaokul, lise düzeyindeki okullar ve Türkçe öğretim merkezleri Azerbaycan, Gürcistan, İran, Katar, Kırgızistan, Kuveyt, Moldova, Özbekistan, Romanya, Suudi Arabistan, Tacikistan ve Türkmenistan’da bulunmaktadır. ( Milli Eğitim Bakanlığı : 2021 ). Eğitim kurumlarının bulunduğu ülkelere bakacak olursak çoğunluğunu Ortadoğu ve Asya ülkeleri oluşturmaktadır. Yurtdışında açılan bu eğitim kurumları Türkiye’nin imajına kültürün tanınırlığı, ülkenin bilinirliği ve Türkiye hakkında yapılacak yorumlarda zihinlerde yer eden olumlu etkileri olmaktadır fakat eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü mevcut ülkelerin yanı sıra Avrupa ülkelerine yönelik yapılacak bu tarzda çalışmalar Türkiye imajına daha fazla katkı sağlayacaktır. Avrupa ülkeleriyle yaşanan krizler ve anlaşmazlıklardan kaynaklı olarak ortaya çıkan olumsuz algıyı yıkmak adına önemli bir adım olacaktır. Türkiye hakkında olumsuz bir yargıya sahip olan Avrupalı ülkeler ve vatandaşlarına yönelik yapılacak çalışmalarla bu algıyı değiştirmek mümkündür. Avrupa Birliği (AB) alım sürecinde yaşanan anlaşmazlıklar Türkiye’nin sahip olduğu imaj ve özelliklerden kaynaklanmaktadır. Yurtdışı eğitim yoluyla bu etkiyi kırmak mümkündür fakat tek başına yeterli değildir. Eğitim destekleyecek farklı çalışmalar da gereklidir. Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren Fransa eski başbakanı Michel Rocard bu durumu “Avrupa kamuoyunun Türkiye’yi algılayışı değişmediği sürece, AB liderleri bu ülke hakkında gerekli cesur kararları alamazlar ‘’ şeklinde açıklayarak aslında Türkiye’nin Avrupa’da Türkiye hakkında olan algıyı ortaya koymuş yine aynı şekilde Türkiye için bir öneride bulunarak imaj konusuna önem çekmiştir. ( Kaleağası : 2006 : 355 ).
Aynı şekilde eğitim ve kültür aktarımı yoluyla imaj oluşumuna katkı vermesi amacıyla 2007 yılında kurulup 2009 yılında faaliyetlerine başlayan devlet oluşumu Yunus Emre Enstitüsü Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermektedir. Türkiye’nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak misyonuyla hareket eden bu kuruluş aralarında Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, Lübnan, Malezya, Rusya, Polonya ve Katar’ında bulunduğu farklı bölgeler ve birçok kıtada 52 ülkede hizmet vermektedir. (Yunus Emre Enstitüsü :2017). Türkiye’nin gerçekleştirdiği kamu diplomasisi faaliyetleri doğrultusunda yapılan bu çalışma, Türk kültürünü, tarihini ve sanatını dünyaya tanıtarak var olan algıları değiştirmeye ve olumlu bir imajın zihinlere aktarılmasına olanak sağlamaktadır. Başka ülkelerde bulunan okullar kamu diplomasisinde önemli bir araçtır. Bu okullar, bulundukları ülkenin yasalarına bağlı bir şekilde eğitim faaliyetlerini gerçekleştirir ancak kendi kültürel değerlerini, okutulan yabancı dil dersleri, ders kitapları ve kültür sanat etkinlikleri aracılığıyla öğrencilerine yansıtmaktadır. ( Özkan : 2015:70 ). Türkiye’nin uluslararası platformlarda, özellikle de Avrupa bölgesinde sahip olduğu olumsuz imajın sebepleri arasında geçmişten gelen tarihi yaşanmışlıkların etkisi fazladır. Yaşanılan tarihsel süreçteki gelişmeler Türkiye’nin uluslararası alandaki pozisyonuna direkt olarak etki etmektedir. Uluslararası ilişkilerde, ülke ve ulusların geçmiş birikimleri toplumsal imaj oluşturan bir kod işlevi görmektedir (Yerdelen : 2017 : 43 ). Türkiye’nin uzun süredir mücadele halinde olduğu Ermeni soykırımı iddiaları bu duruma örnek olarak göstermek mümkündür. Çarpıtılarak oluşturulan bu iddia Türkiye’yi uluslararası imaj konusunda zedeleyen bir durumda mağdur konumuna düşürmektedir. Bu konuda yapılan çalışmaların yetersiz kalması bu iddiaların sürekli olarak gündeme gelmesine sebep olmakta ve gündeme gelen bu konunun uluslararası medya da fazlaca yer bulması imajı olumsuz olarak etkilemeye devam etmektedir. Türkiye’nin Cumhuriyet sonrası yaşadığı darbeler siyasi kutuplaşma, gruplar arasında çıkan çatışmalar ülkenin demokratik anlamdaki imajını zedelediği ve iç huzursuzluğun çıkardığı kargaşanın dış dünyada yer alması Türkiye’ye karşı imajların negatif bir yönde seyretmesine sebep olmaktadır. Türkiye’nin demokrasi imajının iyi bir seviyede olmaması, askeri yaptırımlarla kesintiye uğraması uzun yıllar boyunca Batı bölgelerindeki olumsuz imajı artırmıştır. (Yerdelen : 2017 : 43 ). Dış dünyaya olumlu bir imaj verebilmek için öncelikle ülkenin kendi içinde sahip olduğu yapının imajını düzeltmesi gerekmektedir. Li’den aktaran Sancar durumu şu şekilde açıklamaktadır; bir devletin yumuşak gücü için, kendi içinde bulunan siyasi değerler, kuruluşlar ve siyasi sistem, bunların devletin gücünü kendi halkına karşı nasıl kullandığını göstermeleri açısından önemli değerlendirmeler olarak belirtmektedir. ( Sancar : 2014 : 96 ). Ülkelerin dış dünyada imaj konusunda başarılı bir yaklaşım sergileyebilmesi kendi vatandaşlarıyla olan etkileşiminin ne yönde olduğuyla doğrudan ilişkilidir.
Dünya genelinde spor alanında elde edilen başarılar, spor konularında uluslararası alanda yaşanan olaylar, ülkenin spor konusunda gerçekleştirdiği yatırımlarda o ülkenin uluslararası imajına etki eden faktörlerdendir. Spor alanında, uluslararası başarılara imza atmak itibarlı ülke olma yönünde hatırı sayılır destek sağlar. (Gültekin :2005: 129). Bireysel veya takım olarak mücadele edilen spor dallarında elde edilen başarıların varlığı, dünya genelinde büyük bir ilgiyle takip edilen spor alanının ön plana çıkması ülkelerin imaj konusunda elini kuvvetlendiren bir durum olarak ele alınmasını gerektirir.
Spor faaliyetleri kapsamında uluslararası olarak düzenlenen Olimpiyat oyunlarında Türkiye’yi temsil eden halterci Naim Süleymanoğlu’nun 1988 Seul, 1992 Barselona, 1996 Atlanta ve 2000 Sidney olimpiyatlarında dünya şampiyonlukları yaşamıştır. (Wikipedia). Elde edilen bu bireysel başarı Türkiye’nin uluslararası imajını olumlu yönde etkileyen bir gelişmedir. Günümüzde artık ülkeler sahip oldukları; spor, sanat, bilim, kültür, eğitim, turizm ve benzeri yumuşak güç unsurları ile başka ülkeleri etkilemekte, bu ülkeler ve onların toplumları için cazip bir ülke konumuna gelmektedir. (Göksu :2019 :406). Dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından takip edilen uluslararası organizasyon Eurovision şarkı yarışmasında 2003 yılında Sertap Erener’ in elde ettiği birincilik bireysel bir başarı olarak değerlendirilebilir fakat çok boyutlu düşündüğümüzde gene Türkiye’nin uluslararası imajına olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Uluslararası organizasyonlar da elde edilen başarıların artırılması aynı zamanda uluslararası organizasyonların Türkiye’de düzenlenmesi ülke imajı açısından da önem taşımaktadır. 14 Ağustos 2019 yılında İstanbul’da oynanan Süper Kupa finalinde Türk bir sosyal medya içerik üreticisinin, maç esnasında sahaya atlayarak organizasyonu sekteye uğratan bu davranış Türkiye’nin ev sahipliği yaptı bu organizasyonda güvenlikten kaynaklanan bir imaj eksikliğine sebep olmuştur. Uluslararası organizasyonlarda yaşanan problemler ülke imajını olumsuz etkilemektedir. Anholt’tan aktaran Göksu bu durumu, spor organizasyonlarının başarılı şekilde yapılması ülke markalaması kapsamında şehirlerin ve yerlerin güven kazanmasını da sağlamaktadır. Başarılı spor organizasyonlarının küresel gücü ülke tanıtımına ve ülke imajına olumlu yönde etki etmektedir ‘’ şeklinde açıklamaktadır. (Göksu :2019 :409).
İstanbul Uluslararası Dans Festivali, Antalya Uluslararası Film Festivali, Akbank Caz Festivali gibi kültür- sanat etkinliklerinin varlığı önemli bir etken olarak rol alır. Yine aynı şekilde devlet üstü yapı olarak varlığını devam ettiren ‘’ North Atlantic Treaty Organiziation ‘’ (NATO) zirvesinin 2004 yılında Türkiye’de düzenlenmesi, zirvede diğer ülke temsilcilerine karşı sergilenen yaklaşımlar, organizasyon süresince yaşanan olumlu – olumsuz durumlar Türkiye’nin imajına etki eden bir diğer durumu ortaya koymaktadır. 29 Ocak 2009 yılında yaşanan Davos Krizini, Türkiye’nin imajını etkileyen bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez arasında çıkan tartışma sonrası Recep Tayyip Erdoğan’ın salonu terk etmesi sonucu bu durum ulusal ve uluslararası medyada sıkça yer almıştır. Devlet yöneticilerinin ve temsilcilerinin bu tarz uluslararası organizasyonlarda sergilediği tutum ve tavırlar o ülkenin imajına olumlu – olumsuz şekilde etki etmektedir. Türkiye sahip olduğu iklimsel ve coğrafi özellikler sayesinde yıl içinde birçok farklı ülkeden turistlere ev sahipliği yapmaktadır. Turistlere karşı sergilenen davranış biçimi ve tutum, turistlerin yaşadığı deneyimler kısacası Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşen tüm durumlar o kişiler aracılığıyla Türkiye sınırları dışarısına aktarılmaktadır. Aktarılan bu durumlar Türkiye’nin uluslararası imajını belirleyen bir durumken kamu diplomasisi açısından da göz ardı edilmemesi gereken bir etkiye sahiptir. Yurtdışındaki hedef kitlelerin ‘duygu, düşünce ve tutumlarında dönüşüm oluşturmak için yapılan kamusal iletişimdir. (Szondi : 2008 :6). Gerçekleştirilen bu iletişim süreci hem kamusal hem de bireysel bir etki içermektedir. İmaj oluşumunda kamusal faaliyetlerin yanı sıra bireysel faaliyetlerde önemlidir. Bu durum yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının sergilediği yaklaşımlarla da doğrudan ilişkilidir. Yurtdışında birer temsilci görevi gören Türk vatandaşları gerçekleştirdiği söylem, davranış ve faaliyetlerle kendi ülkesini temsil etme gücüne sahip olduğunun farkına varmalı ve bu yönde yaklaşımlar gerçekleştirmelidir. Yurtiçi ve yurtdışında bulunan vatandaşların sergilediği davranışların o ülke hakkındaki imaja etkisi büyük olmaktadır.
5. SONUÇTürkiye’nin uluslararası alanlar da bulunan olumsuz imaj algısı Türkiye’nin sahip olduğu geçmiş tarihsel kodlar ve kendi içerisinde yaşanan siyasi ve demokratik olayların birikiminden kaynaklanmaktadır. Geçmişin getirdiği bu durumlardan kurtulabilmek için Türkiye’nin bilimsel bir akılla yürütmesi gereken bir imaj oluşturma mecburiyeti vardır. Batı’nın Ortaçağ karanlığında sahip olduğu olumsuz özelliklerden kurtulmak için gerçekleştirdiği Rönesans ve Aydınlanma çağı gibi atılımların gerçekleştirilmesi imaj konusunda etkili olacaktır. Bu alanda yaşanan olumsuzluğun giderilmesi için öncelikli olarak Türkiye’nin devlet vasfıyla öncelikle kendi ülkesinde daha sonra da farklı ülkelerde gerçekleştireceği imaj çalışmalarının devamlılığı ve bütünlüğüyle ilgilidir Bu yönde yapılan eğitim, kültür, sanat gibi faaliyetlerin öncelikli olarak Türkiye’nin sahip olduğu değerlerin dış dünyaya etkili ve tutarlı bir şekilde hedef kitlelerde tutum değişikliğini hedefleyen çalışmaların varlığı artırılmalıdır. Bununla sınırla kalmayarak ülkelerin uluslararası platformlarda boy gösterdiği organizasyonlarda elde edilecek başarılar Türkiye’nin imajına olumlu yönde etki etmekle birlikte Türkiye’nin tanınırlığını da artıracaktır. Organizasyonlarda Türkiye’yi temsil eden kişilerin eğitimine ve niteliğine yapılacak yatırımlar kişilerin başarılarını etkileyecek ve bunun sonucunda Türkiye’nin imajına artı değer kazandıran bir etkiyi ortaya çıkaracaktır. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı organizasyonlarda katılımcılarla olan iletişim ve devlet temsilcilerinin sergilediği yaklaşımlar da imaj oluşumu için önemli bir fırsat sunmaktadır. Bu ölçekteki organizasyonların sayısının artırılması ve organizasyon sürecinin doğru yönetimi, uluslararası medya da bu olayların yansıma biçimi imajı doğrudan etkilemektedir. İmaj oluşumunda devlet yapısı ile sürdürülen çalışmaların yanı sıra Türk vatandaşların yurtdışında sergilediği davranışlar ve yurtiçinde turistlere karşı sergilenen davranışlarda etkili olduğu için bu süreç bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmelidir.
KAYNAKÇA
Akoğlu, H. E., & Mutlu, T. O. (2018). Sporun kamu diplomasisi açısından Türkiye’nin imajına etkisi. CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 13(2), 277-295.
Ateşoğlu, İ., & Türker, A. (2013). Türkiye yi Ziyaret Eden Turistlerin Algıladıkları Ülke İmajı ve Olumsuz Algılara İlişkin Çözüm Önerileri. Yeni Fikir Dergisi, 5(10), 1-135.
Cull, Nicholas, vd. (2003). Propaganda and Mass Persuasion: A Historical Encyclopedia,
1500 To The Present. Santa Barbara: ABC-CLIO
Fan , Y .( 2010 ) Branding the nation: Towards a better understanding . Place Branding and
Public Diplomacy 6 (2) : 97 – 103 .
Fetscherin, M. (2010). The determinants and measurement of a country brand: the country brand strength index. Marketing Review, 27(4), 466 – 479
Giddens, A. (2004). Modernliğin Sonuçları. İstanbul: Ayrıntı Yayınları
Gilboa, E. (2008). Searching for a theory of public diplomacy. The annals of the American academy of political and social science, 616(1), 55-77.
Göksu, O. (2019). Türkiye’nin ülke markasının inşası sürecinde kamu diplomasisi ekseninde sporun rolü. Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), 5(2), 403-433.
Gültekin, B. (2005). Türkiye’nin uluslararası imajında yükselen değerler ve eğilimler. Selçuk İletişim, 4(1), 126-140.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Naim_S%C3%BCleymano%C4%9Flu (Erişim Tarihi: 27.12.2021)
Hynes, N., Caemmerer, B., Martin, E. ve Eliot, M. (2014), Use, abuse or contribute! : A framework for classifying how companies engage with country image, International Marketing Review, 31(1), 79 – 97.
Jain, R., & Winner, L. H. (2013). Country reputation and performance: The role of public relations and news media. Place Branding and Public Diplomacy, 9(2), 109-123.
Kaleağası B, Avrupa Galaksisinde Türkiye Yıldızı, Istanbul, Doğan Kitap, 2006, s. 355
Milli Eğitim Bakanlığı (2021) Yurt Dışı okullarımız https://yyegm.meb.gov.tr/www/yurt-disi-okullarimiz/icerik/366 ( Erişim Tarihi : 22.12.2021 )
Okay A. (2005). Kurumsal İletişim Yöntemi, (Editör). Rüveyde Akyürek, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Onay, A. (2014). Ülke orjini etkisi (Doctoral dissertation, Anadolu University (Turkey)).
Özdemirci, A., & Önder, H. B. (2018). ULUSLARARASI HALKLA İLİŞKİLER YOLUYLA ÜLKE ALGISI VE İMAJI OLUŞTURMAK: ALMANYA’DA TÜRKİYE ALGISI VE İMAJI ÜZERİNE AMPİRİK BİR ARAŞTIRMA (2010-2013). Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, 17(1), 61-98.
Özenç H. (2002) Türkiye’nin İmaj Sorunu ve İhracat, Kalder Forum, Yıl: 2, Sayı: 8.
Özkan, A. (2015). 21. yüzyılın stratejik vizyonu kamu diplomasisi ve Türkiye’nin kamu diplomasisi imkanları. Stratejik rapor, (70).
Öztürk, R. G., & Çakır, H. Ö. (2015). ÜLKE İMAJININ VE ÜLKE İTİBARININ MARKA TERCİHİNE ETKİSİNDE MENŞE ÜLKE KAVRAMININ ROLÜ: TÜRK TÜKETİCİLER ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA. Global Media Journal: Turkish Edition, 5(10).
Poyraz, E., & Dinçer, M. (2016). Küreselleşen dünyada Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetler. Intermedia International e-Journal, 3(4), 30-48.
Sancar, G.A ( 2014). Kamu Diplomasisi ve Uluslararası Halkla İlişkiler.İstanbul : Beta Yayınları
Scmıtt H. Bernd, SIMONSIN Alex ve MARCUS Joshua (1995). “Managing Corporate Imageand Identity”, Long Range Planning, Elsevier Science Ltd, Printed in Great Britain Vol. 28, No. 5, Page. 82-92
Signitzer,B.(2008). “Public Relations and Public Diplomacy, Some Conceptual Explorations”. Ansgar Zerfass, Betteke van Ruler, Krishnamurthy Sriramesh, (Eds.), Public Relations ResearchEuropean and Internationals Perspectives and Innovations
Simonin, B. (2008). “Nation Branding and Public Diplomacy: Challenges and Opportunities”. Fletcher Forum of World Affairs 32 (3):19-34
Snow, Nancy (2009). “Rethinking Public Diplomacy.” Routledge Handbook of Public Diplomacy. (der.) Nancy Snow ve Philip Taylor. NY: Routledge.
Szondi, Gyorgy (2008). PublicDiplomacy and Nation Branding: Conceptual Similarities and
Differences. Clingendael: Nederland Institute of International Relations.
Yağmurlu, A. (2007). Halkla ilişkiler yöntemi olarak kamu diplomasisi.
Yang, S. U., Shin, H., Lee, J. H., & Wrigley, B. (2008). Country reputation in multidimensions: Predictors, effects, and communication channels. Journal of Public Relations Research, 20(4), 421-440.
Yerdelen, B. K. (2017). ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE İMAJ KAVRAMI VE BATI NOSTALJİSİNDEKİ BİR AKSAKLIK OLARAK TÜRK İMAJI. Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, (35), 43-63.
Yunus Emre Enstitüsü (2017), https://www.yee.org.tr/tr/kurumsal/yunus-emre-enstitusu ( Erişim Tarihi : 22.12.2021)